2025 Yaz Dönemi Tüketici Termometresi Raporumuz Yayında
AGS Global’in Türkiye genelinde 490 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırma, tüketicilerin yaz mevsimine yönelik yaklaşımını “belirsizlik”, “temkinlilik” ve “zorunlu tasarruf” başlıklarında özetliyor.
AGS Global’in 2025 Yaz Dönemi Tüketici Termometresi, halkın yaz beklentilerini, ekonomik endişelerini ve harcama planlarını detaylandırıyor.
Ekonomi gündeminin yoğunlaştığı, tüketicinin hem zihinsel hem de finansal olarak baskı altında hissettiği bir yaz dönemine girilirken, 150’yi aşkın ülkede araştırmalar yapan marka ve pazarlama araştırmaları şirketi AGS Global dikkat çeken bir araştırma yayımladı. “Tüketici Termometresi: 2025 Yaz Tutumları ve Beklentileri” başlıklı araştırma, 27-30 Mayıs 2025 tarihleri arasında Türkiye genelinde 490 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Araştırma, tüketicilerin yaz mevsimine yönelik yaklaşımını “belirsizlik”, “temkinlilik” ve “zorunlu tasarruf” başlıklarında özetliyor.
Belirsizlik Tüketicinin Üzerine Çökmüş Durumda
Her 3 kişiden 2’si (%67,4), 2025 yazını açık şekilde bir “belirsizlik sezonu” olarak tanımlıyor. Katılımcıların yalnızca %12,2’si yazı “keyif sezonu” olarak görüyor. Bu durum, tüketicilerin geçmiş dönemlere kıyasla yaz mevsimine daha temkinli ve hesaplı yaklaştığını ortaya koyuyor.
Tatilden Ödün Yok Ama Harcamada Fren Var
Geçen yaz tatil yaptığını belirtenlerin oranı %65,3 fakat 2025 yazı için tatil rezervasyonu yaptıranların oranı sadece %20,4. Her 5 kişiden biri henüz plan yapmamış ya da kararsız. Tatil tercihlerine bakıldığında, ekonomik opsiyonlar öne çıkıyor. Yazlık veya aile evinde tatil yapmak (%43,5) ilk sırada, onu apart/Airbnb (%34,8) ve her şey dahil otel tatili (%30,4) takip ediyor.
Tüketici Borçla Yaşıyor ama Umutsuz Değil
Katılımcıların %55,1’i “kredi kartı borcum var ama kontrol altında” derken, %20,4’ü borçlarını ödemekte zorlandığını belirtiyor. Son 3 ayda kredi kartı harcamalarının arttığını söyleyenlerin oranı %65,3. Yani tüketici, fiyat artışlarıyla başa çıkmak için kart limitlerine daha fazla başvuruyor.
Tasarruf: Hem Gerekli Hem Zorunlu
Tüketicilerin %44,9’u yaz döneminde “tasarruf yapmayı” birinci öncelik olarak görüyor. Tasarruf yöntemleri arasında “harcamaları kısmak” (%36,7), “döviz ve altın almak” (%28,6) ve “vadeli mevduat” (%24,5) en fazla tercih edilen yollar. Her 10 kişiden 3’ü yaz aylarında “ihtiyaç dışı harcama yapmam” diyerek kendini sınırlıyor.
Harcama Öncelikleri Değişiyor
Katılımcıların yaz döneminde en fazla harcama yapmayı planladığı alanlar arasında “tatil/konaklama” (%46,9) lider konumda. Bunu sırasıyla “gıda ve ev dışı yeme-içme” (%42,9), “ulaşım” (%42,9), “çocuk/aile harcamaları” (%40,8) ve “sağlık/kişisel bakım” (%32,7) izliyor. Düğün, eğlence ve teknoloji harcamaları daha alt sıralarda kalıyor.
Geleceğe Dair Ekonomik Beklentiler Zayıf
Katılımcıların %51’i 2025’in ikinci yarısında kişisel mali durumlarında bir değişiklik beklememesine karşın %26,5’i kötüleşme öngörüyor. Türkiye ekonomisine dair beklentiler daha da karamsar: Katılımcıların %40,8’i ekonominin kötüye gideceğini, %14,3’ü ise “çok kötüye gideceğini” düşünüyor.
Tüketici Rasyonel Geri Çekilme Evresinde
Araştırmanın bulgularını değerlendiren AGS Global Kurucusu ve CEO’su Ahmet Güler, 2025 yaz dönemine tüketicinin, geçmiş yılların aksine yüksek beklentilerle değil, ekonomik gerçekliklere uyum sağlama çabasıyla girdiğini belirtti. Güler, bu dönemin, tüketici psikolojisinde “rasyonel geri çekilme” evresi olarak okunabileceğini vurguladı:
“Veriler açıkça gösteriyor ki; 2025 yazı, tüketici için bir ‘rahatlama’ değil, bir ‘denge kurma’ sezonu. Harcamaların yeniden tanımlandığı, ihtiyaçların yeniden sıralandığı ve arzuların ertelendiği bir yaz yaşıyoruz. İnsanlar artık ‘tatil yapmalı mıyım?’ sorusunu bütçesiyle, güven duygusuyla ve geleceğe dair endişeleriyle birlikte yanıtlıyor. Bu durum sadece bireysel tüketici davranışlarını değil, markaların pazarlama stratejilerini de kökten etkiliyor.”
Güler, özellikle tüketicilerin ekonomi karşısında “kendini koruma refleksiyle” hareket ettiğini belirterek, artık bir ürün ya da hizmet satın alırken sadece fiyat-performans değil; aynı zamanda güven, sürdürülebilirlik ve istikrar gibi duygusal faktörleri de dikkate aldığını söyledi:
“Tüketici, harcamalarında çok daha bilinçli ve selektif davranıyor. Bu davranış, finansal kriz dönemlerindeki savunma mekanizmalarına benziyor. Bu kez farklı olan şu: Enflasyon, faiz ve belirsizlik artık kısa vadeli geçici faktörler değil; tüketici zihninde ‘kalıcı parametreler’ haline gelmiş durumda. Dolayısıyla şirketlerin bu dönemde sadece fiyat kampanyaları değil, güven ve değer önerisi ekseninde iletişim kurması kritik önemde.”
Güler sözlerini şöyle tamamladı:
“Kısacası, 2025 yazı bize şunu gösteriyor: Artık sadece ürün satan değil, anlam sunan markalar kazanacak. Tüketici, ayakta kalmaya çalışıyor. Bu yolculukta ona eşlik eden markalar öne çıkacak; yüksekten konuşan, durgunluk gerçekliğini göz ardı edenler ise geri planda kalacak.”
RAPORUN TAMAMINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ..
AGSSocial: Sosyo-Ekonomik Araştırmalar ile paydaşlarımız için en net, gerçek ve güvenilir verileri, güçlü içgörüler eşliğinde sunuyor, hızla dönüşen toplumsal beklenti ve taleplere kulak vermenizi sağlıyoruz.