Toplum Gazze'de Daha Çok İnisiyatif Alınmasını İstiyor, Ama..
2-5 Kasım 2023 tarihleri arasında 8 büyükşehirde 832 vatandaşın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz kapsamlı araştırma, Türk toplumunun Gazze’ye yönelik saldırılar ve İsrail-Filistin meselesine bakışını mercek altına alıyor.
Gazze’de ilk kanın aktığı günden bu yana artan çatışmalar bir ayı geride bırakırken, insani kriz hızla derinleşiyor. 2-5 Kasım 2023 tarihleri arasında 8 büyükşehirde 832 vatandaşın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz kapsamlı araştırma, Türk toplumunun Gazze’ye yönelik saldırılar ve İsrail-Filistin meselesine bakışını mercek altına alıyor.
Toplum Gazze Meselesini Türk Medyasından Takip Ediyor
Araştırmaya katılanların %63’ü Hamas’ın “Aksa Tufanı” saldırısının ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik savaş ilanı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri Türk TV’lerinden izlerken, onu %48,1 ile Türk sosyal medya hesapları ve internet siteleri (%45,2) izliyor. Filistin-Gazze menşeli sosyal medya hesapları katılımcıların yaklaşık dörtte biri (%27,4) tarafından takip edilirken, İsrail medyası ise toplumun radarına girebilmiş değil.
10 Kişiden 7’si Filistinliler Haklı Diyor
Araştırma kapsamında görüşlerine başvurulan 10 kişiden 7’si (%69,7) çatışmalarda Filistinlileri haklı bulduğunu söylerken, iki tarafı da haklı bulmayanların oranı %21,2. İkisini de haklı bulanlar (%5,8) ve İsrail’i haklı bulanlar (%3,4) ise oldukça gerilerden geliyor.
Öte yandan, katılımcıların yaklaşık dörtte biri (%25,5) sürecin İsrail’in Gazze’de askeri zaferi ve Gazze’nin işgaliyle sona ereceğini ifade ederken, diğer dörtte birlik kısmı (%24) ise İsrail’in başarısız olacağını ve geri çekileceğini belirtiyor. Diğer öne çıkan cevaplar ise bölgesel savaş (%17,3), ateşkes (%16,4) ve 3. Dünya Savaşı (%12,5) olarak sıralanıyor.
Türkiye Yeterince Aktif Bulunmuyor
Araştırmaya katılanların %43,3’ü süreçte Türkiye’nin üzerine düşeni yeterince yerine getirmediğini söylerken, %37’si ise yeterli rolü üstlendiğine vurgu yapıyor. Kararsızların oranı ise %19,7 olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte, katılımcıların yarısı (%50,5) Türkiye’nin sürece daha etkin müdahil olmasını talep ediyor. Bu cevabı verenlere önerileri sorulduğunda sırasıyla İsrail’le ticari ilişkilerin kesilmesi (%63,8), ABD üslerinin kapatılması (%54,3), ateşkes için arabuluculuk (%53,3), bölgeye barış gücü göndermek (%46,7) ve daha fazla insani yardım (%30,5) en çok öne çıkan seçenekler.
İsrail’e askeri müdahale ise katılımcılar nezdinde güçlü bir seçenek olarak öne çıkmıyor (%15,2). Diğer yandan, katılımcıların iltifat etmediği bir diğer öneri ise Gazzeli mültecileri Türkiye’ye kabul etmek (%3,8).
Bizim Meselemiz Değil Diyenler Ağırlıkta
Araştırma kapsamında Türkiye’nin daha etkin müdahil olmaması gerektiğini belirten %34,1’lik kesimin en önemli gerekçesi ise %59,2 ile açık ara Gazze’nin Türkiye’nin meselesi olmaması. Onu gerilerden de olsa ekonomimiz zayıf (%21,1) ve Batılı güçlerle karşı karşıya geliriz (%2,8) diyenler izliyor.
Türkiye’nin sürece müdahil olup olmaması konusunda kararsızların oranı ise %15,4.
İsrail Malları Boykot Ediliyor Ama Etkisinden Emin Değiliz
Araştırmadan öne çıkan bir başka çarpıcı sonuç ise boykot ile ilgili. Katılımcıların %68,8’i İsrail mallarını boykot ettiğini söylese de, bunun İsrail’I durdurmaya yeteceğini belirtenlerin oranı (%45,7), yetersiz kalacağını söyleyenlerle (%45,2) benzer seviyede. 10 kişiden 1’i ise bu konuda kararsız kalmış durumda.
Toplumun Yarısı Dünyayı Samimi Bulmuyor
Araştırmaya katılanlara Türkiye dışında Gazze meselesinde samimi buldukları ülkeler sorulduğunda hiçbir ülkeyi samimi bulmayanlar (%48,6) ilk sırada yer alırken, Rusya (%16,8) ve Yemen (%13,9) onu takip ediyor. İran (%4,8), Avrupa (%4,3) ve ABD (%1,9) ise bu konuda inandırıcı aktörler olarak kabul edilmiyor.
Enflasyon ve Göçmenler 2024 Yılına Damgasını Vuracak
Gazze meselesinden bağımsız olarak katılımcılara 2024 yılında kendilerini bekleyen sorunlar sorulduğunda ise enflasyon ve hayat pahalılığı (%87,5) açık ara ilk sırada yer alıyor. Onu takip eden unsurlar ise göçmen sorunu (%43,3), siyasi/toplumsal gerginlikler (%34,6), Türkiye’nin savaşa taraf olması (%24) ve susuzluk/kuraklık (%22,6) olarak sıralanıyor.
Diğer öne çıkan başlıklar ise konuta erişim (%18,3) ve işsizlik (%16,8). Yeni salgınlar ise toplumun ajandasındaki yerini hemen hemen kaybetmiş durumda (%3,9).
Kamuoyu için araştırma sonuçlarını değerlendiren AGS Global Kurucusu ve CEO’su Ahmet Güler, Gazze’de başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere masum sivillere yönelik saldırıların tüm dünyada adalet duygusunu derinden etkilediğini, küresel metropollerin başkentinde Batılı hükümetlerin tutumunun aksine halkların büyük gösteriler düzenlediğini söyledi.
Ahmet Güler; “Türkiye’de de toplumun hemen hemen tüm kesimleri bu konuda çok hassas ve üzgün. İsrail savaş makinesinin durdurulması konusunda mutabık. Ancak bir yandan da bir ümitsizlik içinde. Bu durumu İsrail mallarını boykot ederken, sonuç alabilecekleri konusunda emin olmamalarından ya da Türkiye’nin yapabileceklerini ticari ilişkilerin kesilmesiyle sınırlı görmelerinden anlayabiliyoruz. Kısacası aklımızla kalbimiz arasında sıkışmış durumdayız. Diğer yandan, gerginliği daha da yükseltecek seçenekler yerine arabuluculuğun ve insani yardımların öne çıkartılması gerekiyor ki, toplum da benzer bir kanıya sahip. Dileğimiz bir an önce Gazze’de ve Ortadoğu’da akan kanın durması ve Filistin’in egemenlik haklarını merkeze alan adil ve kalıcı bir çözümün sağlanması. Ancak bu sayede uluslararası toplumun vicdanına uygun bir sonuca ulaşılacaktır” diyerek sözlerine son verdi.
Araştırmanın Künyesi
Bu araştırma, bağımsız pazar ve kamuoyu araştırma şirketi AGS Global tarafından 2-5 Kasım 2023 tarihleri arasında 8 büyük şehirde 832 kişinin katılımıyla ve online yöntem kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
RAPORUN TAMAMINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ..
Araştırmanın Basın Yansımaları İçin:
📌 Türkiye Ajans: https://www.turkiyeajans.com/turk-toplumu-gazzede-daha-cok-inisiyatif-alinmasini-istese-de-amalari-var/
📌 Anadolu'da Bugün: https://anadoludabugun.com.tr/guncel/dikkat-ceken-arastirma-israil-mallari-boykot-ediliyor-ama-208112h
AGSSocial: Sosyo-Ekonomik Araştırmalar ile paydaşlarımız için en net, gerçek ve güvenilir verileri, güçlü içgörüler eşliğinde sunuyor, hızla dönüşen toplumsal beklenti ve taleplere kulak vermenizi sağlıyoruz.